Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), insanların düşüncelerini, davranışlarını değiştirerek kaygı ve depresyonlarının üstesinden gelmelerine yardımcı olan bir psikolojik terapi şeklidir.
Anksiyete veya depresyonu olan kişiler genellikle başkalarıyla sorunları hakkında konuşmaktan korkarlar. Nasıl hissettiklerinden utanabilirler veya yardım istemek utanç verici olduğu için bir sorunları olduğunu kabul etmek istemeyebilirler. Ayrıca davranışlarını değiştiremeyeceklerine inanabilirler ve bu nedenle düşünce ve duygulardan tamamen kaçınabilirler.
Bilişsel davranışçı terapi (cbt) ile hayatınızı kısa sürede değiştirmenize, bilişsel olarak düşünce hatalarını keşfedip, düşünme kabiliyetimi de geliştirmesi gibi faydaları da sahip olması gibi yararları bulunmaktadır.
Bilişsel Davranışçı Terapi, kaygı ve depresyonu olan insanlara yardım etmek için kullanılmaktadır. Bir kişinin ruh halini etkileyen düşünce ve duyguları anlamaya ve ardından bunları değiştirmeye odaklanan bir terapi şeklidir. Bu terapi şekli, kişiye nasıl daha olumlu düşüneceğini, stresi nasıl yöneteceğini, olumsuz düşünce kalıplarından nasıl kaçınacağını ve problem çözme gibi baş etme becerilerini nasıl kullanacağını öğretir.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT), insanların olumsuz düşünce, duygu ve davranışlarıyla baş etmelerine yardımcı olan bir psikoterapi türüdür. Hepimizin kendimizi ve dünyamızı anlamamıza yardımcı olan bir algı ve düşünce örüntülere sahip olduğumuz fikrine dayanır.
Bu düşünceler, bir çok kere çarpıtma dediğimiz, mantıksız inançlardan da oluşabilmektedir. Bilişsel Davranışçı Terapi, bu inançların sorgulanmasını ve bir daha geldiklerinde, farkına varmamızı sağlar.
Örneğin: Bilişsel çarpıtmalar, zarar verici olabilir ve olayları hatalı anlamamızı sağlayabilir. Ayrıca depresyon, anksiyete ve stres gibi birçok zihinsel sağlık sorununun nedeni olduğuna inanılmaktadır.
Bilişsel Çarpıtmalara Örnek
- Olumluyu Küçümsemek: Olumlu gerçekleşen bir olayın, değerini düşürürüz. Mesela, çok iyi gitar çalarsınız ama kendinizi bu özelliğini küçümsersiniz. Gerçekçi olarak bakıldığında, sizin oradaki bilgi seviyenize ulaşmak, belki başkalarının hayali
- Duygusal Akıl Yürütme: Olayları, o anki duygularınız anlayarak filtre edersiniz. Duyguları gerçeklik olarak algılarsınız ve olayın gerçekliğini anlamak yerine, duyguları merkeze alıp yargılarsınız.
- Etiketleme: Olayları, oldukları haliyle gerçekçi değil de “etiketleyerek” anlarız. İnsanları ve kendimizi aynı şekilde, bütün olarak görmek yerine küçük bir kısmına odaklanıp etiketleriz.
- Zihinsel filtreleme: Her insanın işleyebileceği bilgi türü konusunda belirli bir filtresi vardır. Bu filtreye zihinsel filtre denir. Bu filtre, belirli durumlarda da aktif hale gelir. Olayları anlarken, kendi filtremiz ve algımıza göre anlarız ve yorumlarız.
- Sonuçlara atlama: Bir konuda, fikri destekleyecek yeterli kanıtın olmasa bile Bu ifadenin neden yanlış bir ifade olduğunu tartışacağız ve bunun doğru olmadığı durumlara çeşitli örnekler vereceğiz.
- Aşırı genelleme: Genelleme yapmak kötü bir akıl yürütme yöntemidir. Birkaç örnekten tüm evrene genelleme yapmak doğru değildir. Örneğin, 10 yıl önce kötü bir şey yapmış oldunuz diye, hayatınız boyunca hep kötü şeyler yapmış olmuyorsunuz.
- Kişiselleştirme: Olayları, bizim üzerimizde ve bize yönelik planlanmış bir durum olarak kişiselleştiririz.
Ne zaman ve nasıl genelleme yapılacağını bilmek önemlidir. Genelleme, dünyayı anlamlandırmaya ve gelecek hakkında tahminlerde bulunmaya yardımcı olabilir. Fakat aşırı genelleme, hatalı sonuçlara yol açabilecek bir düşünce zincirine bizi götürebilir.
Çalışma Mantığı
BDT, insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediklerini anlamalarına yardımcı olarak çalışır. Genel olarak, bir terapistle birlikte düşünce kalıplarınız değerlendirilir. Bu bilişsel kalıplara “bilişsel çarpıtmalar” denir.
Türkiye’de dahil olmak üzere, insanlar genel olarak zihinsel filtreleme ve etiketleme çok kullanır.
Öncelik olarak mevcut düşünce kalıplarını anlamak en önemli ilk adımdır. Bilişsel çarpıtmaları keşfettikten sonra, çarpık düşüncelere meydan okumak ve daha yapıcı düşüncelerle değiştirmek ikinci adımdır.
Bilişsel Davranışçı Terapiyi etkili yapan, insanların rahatsızlıkları hakkında farkındalık geliştirmesi ve onu değiştirmek için olumlu adımlar atmasını sağlaması yatar. Çarpıtılmış düşünceler ve inançlar dünyayı nasıl algıladığımız ve algılayacağımız üzerinde büyük bir güce sahiptir.
Bilişsel Davranışçı Terapinin Uygulama Alanları
Depresyon
Depresyon, kendinizi umutsuz hissettiğiniz ve hiçbir şeyin önemi yokmuş gibi hissettiğiniz bir durumdur. Bazı insanlar klinik depresyon yaşarken, diğerleri hastalığın daha hafif formlarından muzdarip olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi, başlangıçta depresyonu tedavi etmek için geliştirildi ve günümüzde halen etkisini sürdürüyor.
Geçmişte depresyon, yalnızca dini ritüeller ve maneviyatla tedavi edilebilecek manevi bir rahatsızlık olarak kabul edildi. Bilim, felsefe ve psikolojide ki gelişmeler sayesinde, son zamanlarda araştırmacılar, depresyon gibi yaygın zihinsel bozuklukların beynimizdeki çarpık düşünce ve hatalı inançlarla ilişkili olduğunu keşfettiler.
BDT, depresyona katkıda bulunan çarpık düşünceleri belirlemeye ve onları daha doğru, rasyonel olanlarla değiştirmeye yardımcı olur.
Bunun yanında, ruh halinizi geliştirmeye yarayan ve sizi motive eden olumlu eylemleri destekler. Örneğin, depresyonu olan kişiler genellikle sabahları motivasyonsuz olup, kalkmak bile istemezler. Ayrıca daha önce keyif aldıkları aktivitelerden olduğu kadar sosyal çevreden ve ailelerinden de uzaklaşma eğilimi gösterirler.
Sonuç olarak Bilişsel davranışçı terapi (BDT), depresyon, anksiyete bozuklukları, somatoform bozukluk ve bağımlılık sonucu madde kullanım bozukluğu gibi çeşitli psikiyatrik bozuklukların tedavisi için, bilime dayalı terapi yöntemidir. (kaynak)
Bilişsel Davranışçı Terapi, depresyondan muzdarip insanlar için popüler bir tedavi yöntemidir. Bununla birlikte, depresyonla ilişkili birçok faktörü hesaba katmakta yarar vardır
Endişe ve Kaygı Bozuklukları
Kaygı, zihni ve bedeni etkileyen bir durumdur. Stres, korku, endişe ve depresyon gibi birçok farklı şeyden kaynaklanır. Aslında, anksiyete, depresyon veya bipolar bozukluk gibi diğer zihinsel sağlık durumlarından bile kaynaklanabilir.
Anksiyete baş ağrısı, mide ağrısı ve mide bulantısı gibi fiziksel semptomlara neden olabilir. Anksiyetenin, işte veya okulda üretkenlik seviyenizi ve performansınızı da etkilediği bilinmektedir.
Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT) tedavisi ve araştırması, kaygı, stres ve depresyon için en etkili yöntemlerden biridir. Birçok farklı anksiyete bozukluğu ve fobisi için çok yaygın bir tedavi yöntemidir. (kaynak)
Hayatımızda garip şeyler oluyor. Bazen nedenini anlayamayabiliriz. Bazen bize ne olduğunu bile bilmeyebiliriz. Ama kesin olan bir şey var ki, geceyi atlatıp eve sağ salim döneceğimizin garantisi yok. Etrafımızdaki her şey değişiyor gibi göründüğünde ve ne olduğunu veya nedenini anlamadığınızda bu çok kafa karıştırıcı ve stresli olabilir. Felaketleştirme, oluşabilecek ihtimalleri hayal gücüyle zenginleştirip aşırı tepki vermesi diyebiliriz. Aynı zamanda, insanların bazı kanıtların önemini, uygun şekilde düşünmeden nasıl olduğundan fazla tahmin etme eğilimine de atıfta bulunur.
Bilişsel Davranışçı Terapi, kaygının da esas kaynağı olan en kötüsü olma, felaketleştirme düşünce çarpıtmasının önüne geçmede veya yönetiminde faydalı olur.
BDT, panik ataklar, anksiyete bozuklukları, fobiler ve travma sonrası stres bozuklukları için etkili bir tedavi yöntemidir. Tedavinin temel amacı, kaygıya neden olan olayla ilişkili olayı küçük adımlarla kademeli olarak tekniklerle yüzleştirerek semptomları azaltmaktır.
Bunun yanında, Bilişsel Davranışçı Terapi, kaygıya sebep olan olayla yavaş yavaş küçük adımlarla yüzleştirme gibi durumlarda yapar.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)
OKB, sıklıkla şiddetli duygusal sıkıntıya yol açan kronik bir zihinsel bozukluktur. OKB’si olan kişiler, sürekli olarak, anksiyete ve depresyona yol açabilecek bozukluğun belirtilerini ararlar.
Obsesif bozukluk, karmaşık bir zihinsel hastalıktır. Çoğu zaman, OKB semptomları hafiftir – örneğin aşırı el yıkama, odadaki nesneleri kontrol etme veya evden çıkmadan önce kendi vücudunuzu kontrol etme gibi – ama bazı durumlarda aşırıya kaçabilir.
Bilişsel Davranışçı Terapi, OKB için önerilen etkili yöntemlerden biridir. Terapi, istenmeyen düşüncelerinizi tetiklediğini anlamayı ve zamanla azalmaları için farklı tepkiler vermeyi öğrenmeyi içerir.
Örneğin, OKB’niz bir kirlilik korkusuyla, terapistiniz sizi yavaş yavaş bu korkuya meydan okumaya teşvik edebilir. Bu, kirliolduğunu düşündüğünüz nesnelere, daha sonra el yıkamadan, kademeli bir yaklaşımla dokunmayı içerebilir. Zamanla, tekrarlanan maruz kalma semptomları azaltılmasında yardımcı olur.
Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT), obsesif-kompulsif bozukluk ve diğer ilgili zihinsel sağlık durumları için en etkili tedavilerden biridir. CBT, olumsuz düşünceleri neyin tetiklediğini belirlemeye yardımcı olur ve bunları azaltmak için farklı tepkiler verir.
Yeme Bozuklukları
Her gün, dünya çapında milyonlarca insan yeme bozukluklarından muzdariptir. Yeme bozuklukları bazı durumlarda yaşamı tehdit edici olabilir. Bilişsel Davranışçı Terapi, aynı şekilde yeme bozukluklarıyla savaşta etkili yöntemlerden biridir.
Bulimia nervoza ve tıkınırcasına yeme bozukluğunu tedavi etmede kullanılmaktadır.
Bulimia nervoza, öncelikle Dünya da kadınları daha çok etkileyen kronik bir yeme bozukluğudur.
Ruh sağlığı bozukluklarının doğası, hastaların sıklıkla gelecekleri hakkında karamsar hissetmeleri anlamına gelir. Hastalığınızın artık sizi etkilemeyeceği bir zamanı öngörmek zor olabilir. Bilişsel sinirbilimdeki son gelişmeler, psikiyatristlerin ve psikologların beyni ve işlevini daha iyi anlamalarına yardımcı oldu. Artık, depresyonla mücadelede elimizde bir çok yöntem vardır. Meditasyon, Spor, Bilişsel Davranışçı Terapi, EFT gibi teknikler bugün duygu durumu üzerinde olumlu etkiler yarattığı belirtiliyor.
Pahalı yöntemlerin aksine, Bilişsel Davranışçı Terapiyi, kendiniz bile öğrenip devam ettirebilirsiniz. Düşüncelerimize nasıl meydan okuyacağımızı öğrendiğimizde, zihinsel gelişimi de tetikleriz. Bu durum, hayat felsefemiz üzerin de olumlu etkiler yaratır.
Özgüven Artışı
Düşük benlik algısı hayat kalitemizi etkileyen ve bizi sınırlandıran bir durumdur. Kronik olarak düşük özgüvene sahip olursak, depresyona girme ihtimalimizi arttırır. Bu durum, kendimizle ve çevremizle ilgili olumsuz düşüncelerin döngüsünü besler.
Bilişsel Davranışçı Terapi bu kalıbı bozabilir ve kendimize daha fazla güvenmenize yardımcı olabilir. Düşüncelerinizin nasıl çalıştığını ve nasıl kontrolünüz altında olduğunu anlamaya başladığınızda, eski inançlarımıza karşı düşünceler geliştirebiliriz.
Bilişsel Davranışçı Terapi, insanlara olumsuz veya kendi kendine zarar veren düşünce ve davranışları tanımlamayı ve değiştirmeyi öğreten bir yaklaşımdır. Bireylerin kendilerini daha güvende hissetmelerine, kariyerlerinde ilerlemelerine, başkalarıyla ilişkilerini geliştirmelerine ve hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olur.
Rasyonel Düşünce
Zihninizi nasıl sakinleştireceğiniz ve huzuru nasıl bulacağınız konusunda ve duygusal sorunların etkili ve verimli bir şekilde nasıl çözüleceği konusunda kaynak eksikliği var.
Rasyonel Düşünme ve Bilişsel Davranışçı Terapi, bu duygusal sorunların neden ortaya çıktığını ve yaşamınızı nasıl etkilediğini anlayarak, huzur bulmanızı sağlayan güçlü araçlar ve alıştırmalarla duygusal sorunları iyileştirmeyi amaçlar.
BDT, düşüncelerimizin kontrolünü ele geçirmemize yardımcı olmasıdır. Bilişsel çarpıtmalar toplumsal ve kişisel sebeplerden dolayı yaygındır ve çoğu zaman otomatik olarak gerçekleşir. Zamanla, bu olumsuz düşünceleri sorgulama ve değiştirme sürecini değiştirebiliriz.
İnsanların yaşamlarında ortaya çıkabilecek birçok farklı bilişsel çarpıtma türü vardır. Bu çarpıklıkların düşüncemiz üzerinde olumsuz bir etkisi vardır. Korkularımızdan, endişelerimizin üstesinden gelmek için onları tanımalı ve onlara meydan okuyabilmeliyiz.
Sonuç
BDT, anksiyete ve depresyon için kanıtlanmış, etkili bir tedavidir. Bununla birlikte, birçok insan farkında olmadan zihinsel sağlık bozukluklarından muzdariptir. Birçok kişiye durumlarını tedavi etmek için ilaçlar reçete edilir, ancak ilaçların etkili veya uzun ömürlü olacağının garantisi yoktur.
Depresyon ve Anksiyete için herhangi bir ilacın yan etkileri ağır olabilir. Doktorların reçete ettiği ilaçlar günlük olarak üzerimizde işe yaramayabilir ve herkes için aynı şekilde güvenilir olmayabilir. Bunun yanında, aynı ilacın tekrar tekrar reçete edilmesi, bağımlılık riskleri doğurabilir.
Aslında, depresyonla savaşta kullanabileceğimiz stratejiler çok yüksektir. Örneğin: Aralıklı oruç tutmak, aynı antrenman yapmak gibi beyinde “BDNF” proteini aktive ediyor, bu durum kendimizi daha iyi hissetmemizi ve daha az depresif hissetmemizi sağlıyor. Uzun süreli meditasyon, stresin verdiği yıkıcı etkileri azaltıyor, magnezyum – beyinde hormonların daha iyi çalışmasını sağlıyor. Günlük olarak “şükür” defteri tutmak, depresif belirtileri azaltıyor vb. (kaynak)
Wim Hof metodu, bireylerin raporlarına göre depresyona iyi geldiği söyleniyor. Görüldüğü gibi, depresyonla ve kaygıyla mücadelede elimizde çok fazla kaynak var. Bunları değerlendirmek için yeterli bilgi kaynağı, araştırma ve makale var. Burada, içsel bir disiplin yaratıp, seçtiğimiz bir konuda küçük adımlarla ilerlemek faydaları görmemizi sağlar.
Depresyonla mücadele ister alternatif, ister bilimsel olsun elimizde çok fazla kaynak var.
Bilişsel Davranışçı Terapi Kurucusu Kimdir?
Bilişsel davranışçı terapinin kurucusu Albert Ellis’tir. İnsanların nasıl düşündüklerini belirlemeye, kendilerini daha iyi hissettirecek şekilde davranmaya odaklanan bir tür psikoterapi olan bilişsel davranışçı terapinin kurucusudur. Bunun yanında Aaron Beck, psikoterapide Bilişsel Davranış odaklı yaklaşımın öncülerinden sayılır. İnsanların duygularını veya davranışlarını değiştirmek için ne düşündüklerine, söylediklerine ve yaptıklarına odaklanan bilişsel terapiyi popülerleştiren ilk kişiydi.